Pages

27 Şubat 2008 Çarşamba

Starbucks kapaniyor


Starbucks mudavimleri panige kapilmasin lutfen:) Starbuckslarin kapandigi falan yok:) Sadece bugun yani 26 subat tarihinde Amerika'da bulunan 7100 tane Starbucks 17.00-21.00 saatleri arasinda baristalarina (kahve barmeni )verecegi egitim nedeniyle kapali olacak. Farkindaysaniz Amerika'daki tum Starbuckslar kapanacak. Bu da cirosal anlamda epey bir kayip anlamina geliyor. Sirket CEO su Howard Schultz, 3,5 saat surecek olan bu egitimin hem calisanlarini motive etmek hem de musteri memnuniyetini arttirmak amaciyla yapildigini soylemis. Bu noktada aklıma gelen sorular?




  • Starbucks neden butun noktalarini ayni anda kapatmayi tercih etti?



  • Ya da neden bunu kapali oldugu saatlerde yapmadi ( bunun nedeni calisanlarinin zamanını calmak istememesi olabilir)



  • Bu durumdan rakipler nasıl bir pay cıkartırlar? Buna hemen cevap verebilirim. Dunkin' Donuts bugun saat 13.00-22.00 arasında capuccino ve lattelerini 99 cent fiyatıyla satışa sunuyor.


  • Acaba bu egitim Starbucks'ın işine yarayacak mı? Baristaların daha şevkle ve lezzetli kahve hazırlamasını saglayacak mı? Ya da kalitenin dustugunu vurgulayan musteriler Starbucks'ın eski tadına kavusabilecekler mi?


25 Şubat 2008 Pazartesi

Rezzervasyon yaptiracaktim

Gecen gun arkadasim yeni bir siteden bahsetti. Turkiye genelindeki restaurantlarda online rezervasyon yaptirabileceginiz, Amerika'daki Open Table ve Restaurant Reservations'in Turk versiyonu olan Rezztoran. Isim akilda kalici ve yaratici olmus bence. Amerika'dayken Open Table'i bir kez kullanmistim ve gayet de guzel isleyen bir site olduguna sahit oldum. Haliyle bizimkiler nasil yapmis diye merak ederek hemen kullanmak istedim. Sehir, semt, mutfak turu, tarih ve kisi sayisini girerek rezervasyon yaptirabileceginiz gibi mekani secerek de rezervasyon yapabiliyorsunuz. Buraya kadar hersey guzeldi. Sonra asagidaki verilerle rezervasyon yaptirmak istedim.

Sehir: Istanbul
Semt: Nisantasi
Mutfak: Tum mutfaklar
Tarih: 22 Subat Cuma
Saat: 20.00
Kisi: 4

Arama Sonucu: Aradığınız kritere uygun mekan bulunamadı, lütfen tekrar deneyiniz.

Tabii buyuk bir hayal kirikligi...Cuma aksami Nisantasi gibi bir semtte hic bir restaurantta yer bulunamiyor. Arkadaslarim bilir, olumlu ya da olumsuz geri bildirim yapan bir tuketiciyimdir. Hemen site yoneniticilerine bir email yazdim. Kibar bir dille yaptigim aramanin sonuc vermedigini belirtip, e bunu da yapamayacaksak neden bu site var demeye calistim:)

Ertesi gun aldigim cevap;

Merhaba Aylin Hanım,

Öncelikle servisimize ilgi gösterdiğiniz için teşekkürler. Sitemiz hizmete başlayalı henüz iki hafta oldu ve son derece detaylı test yapmış olmamıza rağmen arada böyle gözden kaçırdığımız teknik aksaklıklar olabiliyor. Problem şu anda giderilmiştir. Bizi bu sorundan haberdar ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sistemimizle ilgili fikirlerinizi her zaman bizimle paylaşmanızı dileriz.

İyi günler dileriz,

Rezztoran Ekibi

Acikcasi kafamdaki olumsuz etkiyi verdikleri yanitla tamamen olumluya cevirdiler. Ve siteye tekrar girip arama yaptigimda gercekten sorun giderilmisti. Her ne kadar henuz siteye bagli cok mekan olmasa da basarili olacagina inandigim ve musteri memnuniyetine onem verdikleri icin takdir ettigim bir site.

21 Şubat 2008 Perşembe

Aragaz degil Ipragaz:)

Ipragaz'in son reklami takdire deger olmus. Zaten herkes begenisini dile getiriyor. E ben de "benim neyim eksik? ben de yazayim" dedim:))

Urunun ozelliklerini eglenceli bir sekilde anlatmak urun ne kadar ilginizi cekmese de aklinizda yer etmesine neden oluyor. Bakin bu basariya kimler imza atmis;

Reklam Ajansi: Tayfa Reklam

Yaratici Grup : Kagan Kucuk, Oktay Can, iliz Alp

Produksiyon Sirketi : PTT

Yapimci : Tunay Vural, Asu Sipsak

Yonetmen : Ozak Aciktan

Tebrikler:)

Not: Bu arada reklamin sonundaki kamyonetin uzerindeki yaziya dikkat:))

20 Şubat 2008 Çarşamba

Bezelye Uzerine Bir Geyik:)


Eve gelip 2 saat televizyon karsisinda yayildiktan sonra tam uyku bastirmisken niye bezelye yapmaya karar verdim bilmiyorum:) Saat 23.30 ve ben buzluktan cikardigim kiymayi, kalan buzlarinin da cozulmesi icin mikrodalga firina koydum. Her daim cok pratik buldugum icin konserve bezelyeme dogru uzandim.. Insanlar genel olarak gorerek almayi tercih ederler. Bu yuzden cam kavanozlardaki urunler daha cekicidir. En azindan bana oyle geliyor:)


Gelin gorun ki her zaman satin aldigim cam kavanozlari acarken sorun yasarim. Hele evde yalnizsam, tek basima dakikalarca cebellesirim kavanozla. Dun gece de aynisi oldu. Kavanozu ne kadar acmaya calissam da acamadim. Biliyorum, hava sıkışıyor. Havayi cikartmak icin bildigim ve sonradan sorarak ogrendigim bazi taktiklerim yok degil:) En tehlikelisi kapakla camin arasina bicak sokup havayi almaya calismak. Ilk basvurdugum yontem genelde bu oluyor. Tehlikeyi severim:))

Ikinci yontem ve sanirim en az ise yarayan kavanozun kapagina bicagin tersiyle bir kac darbe indirmek. Bu, en kolayi ama dedim ya nadiren ise yariyor.

Sonuncu taktigim ise Splinter ustadan ogrendigim sicak su teknigi. Sicak suyun altina kavanozu koyup 1-2 dakika bekletmek...

Ama bazen gercekten hicbiri ise yaramiyor. Gece yarisina dogru kavanoz actirabilecegim samimiyette bir komsum olmadigi icin buzlari eriyen kiymam, tenceredeki kavrulmaya baslamis soganla birbirimize bakiyoruz. Kavanozdaki bezelye taneleri "pisir beni " diye bagirirken kavanozun uzerindeki etikete takildi gozum. Acaba....Evet, acaba yillarin markasi TAT, benim gibi yalniz yasayip ince kollari olan ve gece yarisi bezelye pisirmeyi sevenleri dusunmus olabilir miydi?:)) Kavanozu acabilmek icin belki bilmedigimiz, daha kolay bir yontem tarifi mesela...


Saka yapmiyorum. Etikette gozlerim boyle bir yazi aradi. Ama maalesef. Dunya guclulerin dunyasi diye bosuna dememisler. Burdan urun gelistirme departmanina sesleniyorum: En azindan kavanozu acamayip sinirlenenleri sakinlestirme hatti olabilirdi.


- Buyrun Kavanozu acamayip sinirlenenleri sakinlestirme hatti. Nasil yardimci olabilirim?


- Ne demek nasil yardimci olabilirim? Nasil yardimci olacagini bilmiyorsan orada ne isin var? ( Malum arayan kisi sinirli:) Kavanozu acarken bitap dusmus)


-Efendim lutfen sakin olun. Simdi yerinize oturun. Kavanozdan uzaklasin. Derin derin nefes alin.....


.........

......

.....

...

..


Bu geyik daha cok uzar:)


Sevgiler,


Not: Bu arada sonunda sicak su yontemi ise yaradi. Evde bir tencere mis gibi kiymali bezelyem var. Splinter ustama saygilar:)

18 Şubat 2008 Pazartesi

Karlı bir pazar gunu ve !f Istanbul 2008


Cuma gununden beri suren kar yagisinin pazar gunu artacagini soylemislerdi ama ne yalan soyliyeyim meteorolojiye pek guvenmedigim icin bu kadar cok yagacagini dusunmemistim. Zaten pazar ogleden sonra evden ciktigimda da siddetli bir kar yagisi yoktu. Daha gecen haftadan pazar gunu icin verilmis sinema sozumu tutmak uzere Taksim dolmusuna bindim. Gectigimiz hafta sevgililer gununde baslayan !f Istanbul AFM Uluslararasi Bagimsiz Filmler Festivali'nin bu sene 7. si duzenleniyor. Cok fazla sinemaya gitmesem de !f ilgimi ceken bir festivaldir. Ogrencilik yillarimda da festival filmlerine gitmeye calisirdim. Saolsun Volkan gecen hafta pazar gunu icin bilet aldigini soyledi. Yani o yuzdendir karli bir pazar gunu sicak evimden cikisim. !f ' in ve dostlugun hatirina:)

Bu arada belirtmeden edemeyecegim; belediye karla ilgili ne calismasi yapmis anlayamadim. En islek guzergahlardan birisi olan Sishane yokusunda butun araclar yolda kaliyordu. Kar yagisi, keskin ruzgar ve sifirin altinda soguk olmasina ragmen bembeyaz Istiklal Caddesi cok guzel gorunuyordu.

Fitas'a geldigimizde beni sasirtan bir kabalik vardi. Sasirdim cunku kar gercekten yogunlasmisti. Insanlarin boyle bir havada festival filmlerine boyle ilgi gostermesi cok mutlu edici bence. Gittigimiz film Six Feet Under'in senaristinin yazdigi " Lars and the Real Girl" idi. Annesinin dogum esnasinda olmesiyle hayata kotu bir baslangic yapan Lars'in yalnizligina ve cevresinin kiz arkadas edinmesi konusundaki israrlarina buldugu cozumun adi Bianca'dir. Bianca, Lars'in ve cevresinin hayatina ansizin girer ve kendisini kabul ettirir. Tek sorun Bianca'nin canli bir insan degil de insan boyutlarinda yapay bir kadin olmasidir:) ( fragmanlarda konusan adama benzedim :))

Basrol oyuncusu Ryan Gosling'in En iyi Erkek Oyuncu dalinda 2008 Altin Kure Odullerine aday oldugu bu enteresan filmi izlemenizi tavsiye ederim. Bundan sonra 19,24 Subat ve 1 Mart'ta olmak uzere 3 gosterimi daha olacak.
Beyaz Istanbul'un tadini cikartabilmeniz dilegiyle...




16 Şubat 2008 Cumartesi

Ben de gittim:)

Dun aksam City's e gittim. Hani su cok pahali ve luks olarak adini duyuran, Nisantasi'nda uzun zaman otopark olarak hizmet veren araziye bir anda yapilan alisveris merkezinden bahsediyorum. Otoparkken az kullanmamistim ve acikcasi cok da memnundum:) Kapisinda bekleyen 30 liralik valeleriyle pek bir heybetli duruyor simdi. Otoparkinin da saati 15 liraymis. Hergun Nisantasi'na gelmeme ragmen acildigindan beri gitmemistim. Kasitli olarak degil ama alisveris merkezlerine ozel bir ilgim olmadigindan olabilir. Dun aksam Serra'yla birseyler yedikten sonra City's e gitmeye karar verdik. Iceriye girince bir anda dans edesim geldi:) Alisveris merkezi icin yuksek sayilacak bir ses duzeyinde muzik yayini vardi. Kendimi bir anda havay girmis buldum. Adimlarim bile daha bir ritmik oldu nerdeyse:))Buraya kadar hersey guzel. Biraz daha ilerleyince alanin cok dar oldugunu anladim. Yani Akmerkez, Istinye Park, Carousel ya da diger alisveris merkezlerine gore kucuk bir alana kurulmus ama alan darligini katlarla kapatmaya calismislar. Yemek katina ulasana kadar kac kat ciktik hatirlamiyorum. Ithal markalarin haricinde gozume carpan Mavi Jeans magazasi oldu. Diger markalarin arasinda bir turk markasi olarak ilgimi cekti. En ust kata cikinca yanyana guzel restaurant ve cafeleri gorduk. Mekanlarin birbiriyle cok yakin olmasi nedeniyle samimi bir ortam olmus. Girisini ilk anda fark edemesek de Capa'nin son mekani olarak adini duydugumuz ve dekorasyonuyla on plana cikan "It's a joke" daydik sonunda. Iceriye girdigimiz anda inanilmaz bir gurultu ve kalabalikla karsilastik. Ilk anda garsonlarla musterileri karistirmak mumkun:) Gozlerimiz bos bir yer ararken genc bir garson yanimiza gelip hosgeldiniz dedi. 2 kisiyiz ve birseyler icecegiz dedik. Leea'nin sakin ve agir atmosferinde yedigimiz yemekten sonra burasi bizi bir anda derin bir uykudan uyandirdi. Once bara gectik. Montumun cebinden birseyler almak icin vestiyere gidip dondukten sonra Serra'yi iki kisilik bir masada otururken buldum. Icecek monusu oldukca zengin. Aslinda monuleri de hayli ilginc. Kareli defter formunda hazirlanmis olan monunun icecek secenegi oldukca fazla. Favori icecegim olan martiniye iki sayfa ayirmislar. Ayni sekilde mojitonun da bir suru secenegi vardi. Ama yiyecek-icecek konusunda konservatif oldugumu da dusunursek siparisimin klasik mojito olmasi cok sasirtici olmasa gerek:) Mojitolar 24-28 arasinda degisen fiyatlardaydi. Klasik mojito 24 liraydi ama gercekten iyi yapilmis bir mojitoydu. Ickilerimizi yudumlarken etrafi incelemeye aldik. Dekorasyonu oldukca karisik ve renkli. Duvarin bir kismi yukaridan asagiya ust uste dizilmis kitaplarla doluydu. Baska bir duvarda pleksi glass oldugunu dusundugum bir materyalle cikinti yapilmis ve icersi pembe gul yapraklariyla doldurulmus. Cok romantik bir goruntusu vardi. Mekanin icinde bir suru tavandan sarkitilmis siyah beyaz fotograflar ve yazi kartonetleri var. Yazilarin iceriginden bahsetmesem daha iyi olacak:)) Sadece adina uydugunu soyleyebilrim:) Saka gibi...
Garsonlarin kostumleri de epey konusulmustu. Bayan garsonlar eski ilkokul uniformasiyla servis yapiyorlar. Siyah onluk beyaz yaka:) Musteri profiline gelince iceride bir cok taninmis kisiyi gorebilirsiniz, ( Mahsun Kirmizigul, Nefise Karatay, Cuneyt Ozdemir ve adini bilmedigim dizi oyunculari gibi ) bunun haricinde 2 tane dogumgunu yemegi vardi ki dogumgunu pastalari gelirken epey alkis kiyamet koptu. Orta yas profilin cogunlukta oldugunu soyleyebilirim. Bu arada unutmadan tuvaletlerinden bahsedeyim. Magazinde tuvaletten altin sanilip calinan sabunluktan soz ediliyordu. Ben tuvalet dekorasyonunu pek begenmedim. Yaratici olmak icin cok cabalanmis gibi gorunuyordu ve bende zorlama oldugu hissi uyandirdi. Bu arada tuvaletin girisinde sayilabilecek dj mutsuz bir ifadeyle insanlari eglendirmeye calisiyordu:)
Gecenin hatirasi olarak ajandamd Serra imzali bir not kaldi;

Saka gibi!!!
Kisa zamanda cok sevdim seni:)

Not: Sair gibisin canim arkadasim:)

Sevgiler

14 Şubat 2008 Perşembe

Alan razi satan razi:)


Bugun 14 subat sevgililer gunu. Oncelikle hepinizin sevgililer gununu kutlarim. Sabah ofise gelmeden once Pelit pastanesine ugrayip minik islak keklerden aldim. Daha once defalarca aldigim bu kekler her daim kalp seklince olup ilk isirikta mutluluk hormonu salgilatan bir lezzete sahiptir. Ofisteki arkadaslarimin da sevgililer gununu kutlamak icin sevimli ve lezzetli bir hediye olacagini dusunup bir kutu aldim. Hepimiz afiyetle yedik:) Simdi ozel gunlerin piyasayi hareketlendirmesine gelelim. Hem bu gunlerin tuketim toplumunun sonucu oldugunu dusunurum hem de bu sonucun esirin olmaktan kurtulamam. Sabah aldigim kekler bile aslinda bunun gostergesidir. Bugun oglen yemegine giderken sokaklarin daha hareketli oldugunu fark ettim. Zaten markalar da her zamanki gibi bu durumu kullanarak musteriye dokunma firsatini kacirmiyorlar. Sadece Rumeli caddesinden Kirinti'ya gidene kadar yolda 2 etkinlik gordum. Birisi Miller in muzisyenleriydi; ki ben cok akillica buldum. Kucuk butceli dikkat cekici bir is. Muzigin etkisini her daim basarili bulmusumdur. Insanlar sokakta yururken seslere cok duyarli oluyor. Kopek havlamasi, haddini asan korna sesleri, birbiriyle karsilasan iki eski arkadasin "aayyy canimm inanmiyorum.." gibi sevinc nidalari bile insanlarin kafalarini dondurup bakmasina neden olurken, neden guzel ve romantik melodiler dikkat cekmesin ki? Dun Valikonagi caddesinde gordugum Miller sokak muzisyenleri bugun Kirinti'nin onundedydiler. Valikonagi'nda ise Kotex'in kizlari cicek sepetlerinde mini deneme boylari dagitiyorlardi. Kotex'in sevgililer gunuyle bagdasan kirmizisi goz aliciydi. Ayrica urun dagitan kisinin urun hakkinda bilgi verme teknigi de guzeldi. Bazi numune dagitimlarinda hostes bilgi bile vermeyi unutur ya da o kadar bayik bir sesle anlatir ki " Hii hii.." diyip son cumleyi dinlemeden uzaklasirsiniz.


Markalar, tuketici ve perakendeciler bir 14 Subat'i daha tepe tepe kullanip fayadalanip faydalanildilar:) Memnuniyetsiz olan var mi peki? Hayir tabi ki:) Kabaca sunu diyebiliriz; Alan razi satan razi:)))


Happy Valentine's Day

13 Şubat 2008 Çarşamba

Isinma Turu

Uzun zaman oldu biliyorum ama sanki uzun zaman olmamis gibi davranmak istiyorum. Tabii sakincasi yoksa:) Bazi arkadasliklar vardir. Uzun zaman gorusmezsiniz ama ilk gordugunuz anda kaldiginiz yerden devam edebilecek bir bag vardir aranizda...Iste bu da onun gibi olsun istedim. Itiraf edeyim; aslinda biraz da yazamayisimi ortbas etmek cabasi icindeyim. Bakin gectigimiz zaman icinde neler geldi basima:) Hem de bir isinma turu olur bu yazi bize.

  • Isten ayrildim
  • Memlekete dondum:)
  • Orgu ormeye basladim ( ama bitiremedim :) )
  • Tatile gittim
  • Sacimi kizil kahveye boyattim
  • Sacimi koyu kahveye boyattim
  • Sacimi bakir tonlarinda boyattim:) ( Hepsi 10 gun icinde oldu )
  • Sac derim dokuldu
  • Bel fitigi oldum
  • 3 gun yattim
  • Ciciturk'un dizi kanallarini ezberledim
  • Ise girdim
  • Nisantasina kavustum
  • Tasinmaya karar verdim
  • Indirimden sonuna kadar faydalandim
  • Hayatin surprizlerle dolu oldugunu yeniden anladim ve bu, kocaman bir gulumseme yerlestirdi yuzume:)

Karli bir Istanbul gununde ben, Aylin Tunali, sizlere Nisantasi'ndan yazdim:-p

Sevgiler