Haftaya çarşambadan başlamak ne harika birşey. Evde dinlenmekle geçirdiğim tatil günleri beni çok mutlu etti. Bu dinlendiğim günlerde televizyonla da aramda bir bağ oluştu:) Kumandanın gücünün farkına vardım. Aslında ben çok fazla reklamlarda kanal değiştiren birisi değilimdir. Hatta küçükken rahmetli dedem "reklam bilmece" diye oyun bile oynatırdı bize. Reklam kuşağında sırayla çıkan reklamların hangi markanın reklamı oldugunu ilk bilen galip gelirdi. Reklamı gördüğüm anda bilsem de bilmesem de avazım çıktıgı kadar bagırırdım aklıma ilk gelen markayı. Çocuk oyalamak için güzel bir yöntem seçmiş dedem:)
Haftasonu da bir reklam filmi fark ettim. Aslında bu reklam çok da yeni olmayabilir. Bilmiyorum. Ben yeni fark ettim diyelim. Bir banka reklamı. Türk insanlarının yardımseverliğini, pratik zekasını ve girişkenliğini vurgulayan, görsel olarak çok başarılı bir reklam filmi olmuş. Reklamın sonuna kadar ne reklamı olduğunu anlayamadığımız türden bir film. Ama ben kendi adıma esas şoku reklamın hangi bankaya ait oldugunu gördüğümde yaşadım. Vakıfbank...
Vakıfbank, bu kadar iyi niyetli, gülümseten, sıcak ve samimi bir reklamı hak etmiyor benim gözümde. Bunu tamamen bir müşteri olarak söylüyorum. Zaten bankalarda zaman geçirmekten haz etmeyen ve bunu minimize etmiş birisi olarak çok nadiren banka şubelerine giderim. Ve en kötü hizmeti de Vakıfbank'tan almışımdır.
Bir süre önce anneannemin emekli maaşını çekmek için gitmiştim bu bankanın bir şubesine. İçeride genellikle yaşlı insanlar vardı. ( Bu belki de emekli maaş günü olduğu içindir ) Hizmet edilen yaş grubu zaman zaman çalışanların daha anlayışlı olmasını gerektirir. Özellikle çocuklar ve yaşlılar için durum böyledir. Gelin görün ki, bu bankanın personeli bırakın " daha anlayışlı " olmayı, standart hizmet kalitesinden bile yoksun. O gün sinir sahibi olmuş bir şekilde şubeden ayrılmıştım.
Şimdi düşünüyorum. Sunulan hizmetle alakası olmayan bir reklam filmi ne kadar etkili olabilir ki? Yaşadığım tecrübeden sonra beni anneannemden başka kimse tekrar o bankanın bir şubesine sokamaz:) Hiç bir reklam filmi bunu sağlayamaz.
Buyrun siz de izleyin ve filmi tekrar hatırlayın.
http://www.youtube.com/watch?v=kANKOwYUnGk
Sevgiler,
2 yorum:
Reklamın sonunda yer alan foto çektiren turistlerin arkasından kareye giren vatandaş guruhu da ayrı bir alem.. (yardımcı olup fotoyu çekmek güzel de kareye girmeye çalışanların ne işi var :))
Biz Türkler o kadar sıcak kanlıyız ki bir kamera gördük mü kareye girmeye çalışırız der gibi..Aklıma ropörtaj yapan spikerlerin arkasından kameraya el sallayan sıcak kanlı vatandaşlarımız geldi.. Reklam sayesinde bu sıcak kanlı arkadaşlarımız umarım gaza gelip mikrofonları da ele almaya çalışmazlar.. Genel olarak Vakıfbank'la ilgili düşüncem yazıdakilere "aynen katılıyorum" :)
Aylincim çok güzel yakalamışsın. Rahmetli Kemal Sunal'ın boyle bir filmi vardır hatırlarmısınız. Sevilen bir halk adamı olmuş ve reklamlarda oynamaktadır. Fakat cok kotu urunleri iyi diye anlatır reklamlarında o da farkında değildir. Sonunda anlar ve herşeyini almakla tehdit edilir. Boyle gider...
O film bundan yıllar once televizyon ile neler yapılabileceğini gostermişti.
Son olarak; Yapılanları onayladığımdan değil ama bende bir bankada çalışıyorum ve müşteriler insanı çileden çıkarabiliyorlar. yani onlarca kişiye gosterebileceğiniz hosgoru ve gulumsemeyi bir kişiye harcayabiliyorsunuz.
Yorum Gönder